Netflix’teki Suçlu Öven Diziler

Netflix’in Katil Öven Belgeselleri

Film izleme “platrofmlarının” ülkemizde en çok bilinen ve üyesi en çok olan şirketi Netflix… Uzun süre dillerden düşmeyen yapımları ve fenomen olan karakterleri ile şu ana kadar rakipsiz diyebiliriz.

İzleyici ile kurduğu kuvvetli bağları büyük reklam projeleri ile çok güçlü hale getirdi. Sosyal medya hesaplarına gelen tedirgin edici mesajlar, ünlü dizilerinin adının geçtiği dev gemiler aklıma gelen ilk örnekler.

Daha önce bazı yapımları ile ilgili yazılarımız da olmuştu bu arada. Linkten Hannah Baker ile ilgili olana ulaşabilirsiniz.

Tabi yazımızın amacı Netflix övücülüğü değil. Bu yazıda ele almak istediğimiz konu zamanın azılı suçlularının bazı belgesellerde lanse ediliş şekilleri.

Kurban yakınlarına verdiği acı bir yana bir izleyici olarak sahip olduğumuz insani duyguları örseleyen bir tarafı var…

Öncelikle lütfen şunu aklımızdan çıkarmayalım; bu belgesellerde sözü edilen kurbanların bir çoğu büyük acılar çekerek öldü ve aileleri için yaşamları boyunca unutamayacakları travmalar kaldı geriye.

Belki “kötü insanların” resmedildiği filmleri izlerken böyle bir empatiye ihtiyacımız olmayabilir. Ama gerçek bir suç belgeseli gerçek acıların ve gerçek kayıpların hikayesini sunuyor bizlere.

Adı geçen katillerin gerçek ses kayıtlarında yer alan aşağılayıcı ve maktulü küçümseyen cümleler oldukça rahatsız edici.

Bunun yanında aslında özünde katil olan ama bir şekilde sahip olduğu statü ile “karizmatik olarak” nitelendirilen bazı katillerin kamera aracılığı ile aktarılış şekli de hem suça özendirici hem de maktul ve kurbanların yakınlarını yaralayıcı bir hal alabiliyor.

Güzel örneklerinden biri Unabomber… Dizi ile ilgili detay vermek istemiyorum. Ancak sanki işlenen suçlarla insanların eli kopmamış, bazı insanlar paramparça olup ölmemişler gibi şiirsel bir dil kullanılıyor.

Bir diğer örnek Clark Olofsson… Sanki iflah olmaz azılı bir suçlu değil de herkesin hayran olduğu sempatik bir kahraman olarak resmedilmiş. Yarı yolda bıraktığı, üzdüğü ve başını belaya soktuğu insanların sayısı belli değil…

 Ted Bundy’den burada söz etneye gerek yok çünkü o narisistik yapısıyla cani ruhunu karizmatik bir avukatla bezemiş…

Suçu ve suçluyu öven, travmaları hiçe sayan bu yaklaşım kayıp yaşayan bütün insanlarda yeni yaralar oluşturabilir.

Bu diziler +18 değil +Travma olmalı… Ama sanırım “yapımcılık” neyi gerektiriyorsa onu yapıyorlar ve yapmaya devam edecekler.